Şubat 4, 2020

Kayınpederimin Sayesinde Yediğim Yarraklar! (7.Bölüm )

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Saatin alarmıyla zor bela uyandım. Bir iki saatlik uyku yetmemişti. Üstelik kayınpederim amımı götümü dağıtmıştı. Resmen ruh gibi gittim işyerine. Kendime gelmek için içtiğim kahvelerin sayısını hatırlamıyorum. Ali bey büroya öğleye doğru geldi. Onun da gözünden kaçmamıştı uykusuz olduğum. Gülerek, “Ne o fıstık, sabaha kadar beşik mi salladın?” diye sordu. Ben de içimden (Ne beşiğinden bahsediyorsun, yarak yedim, yarak!) diye geçirdim, “Yok, midem ağrıyor, sabaha kadar uyuyamadım, mideme kramplar giriyor!” dedim. “Geçmiş olsun güzelim! Ozaman bügün seni fazla yormayayım!” dedi. Anlayışı için teşekkür ettim. Kahvesini götürdüm, işimin başına döndüm.

Aklım görümcemde kalmıştı, acaba kayınpederim azarlamışmıydı onu? Yada dövmüşmüydü? Gerçi bana söz vermişti yapmayacağına dair, ama yine de merak etmiştim. Aradım görümcemi. Fakat görümcemin cep telefonu kapalıydı. Daha da meraklanmıştım şimdi. Mesaim bitene kadar birkaç kez daha aradım, yine kapalıydı. İyiden iyiye kaygılanmaya başlamıştım, kızın başına kötü birşey geldi diye.

Akşam eve girdiğimde bir sürprizle karşılaştım. İlk defa başıma geliyordu böyle birşey. Kayınpederim kendi elleriyle sofrayı hazırlıyordu. Salondaki masayı donatmıştı. Güzel yemekler vardı. Porselen takımları çıkarmıştı. Mumlar falan yakmış, çiçekler vardı. Bir ufak rakı ve bir şişe de şarap! Müzik setinden slow şarkılar çalıyordu. Görümcem yoktu ortalıkta. Kayınpederim beni görünce, “Hoş geldin aşkım, hemen sofraya buyur!” dedi. Bana salonun ortasında çekinmeden ‘Aşkım’ dediğine göre, görümcem evde değildi. Sofraya otururken görümcemin nerede olduğunu sordum. Kayınpederim de gülerek, “Trabzon’daki teyzesinin yanına gönderdim! Bir süre orda kalsın da, biz de seninle evde başbaşa kalalım diye düşündüm!” dedi.

Ne diyebilirdim ki, “İyi etmişsin aşkım!” dedim, oturdum sofraya. Bana şarap doldurdu, kendine rakı. Şarabı da ilk defa içiyordum. Yemeğimizi yedik, içkilerimizi içtik. 3. kadehten sonra benim kafam iyi olmaya başlamıştı. Kayınpederim, sanki onun kendi karısıymışım da, yeni evlenmişiz de balayına çıkmışız gibi, beni şimartıyordu. Bu ilgiyi oğlundan bile görmemiştim. “Kafam dönüyor, galiba sarhoş oldum!” dediğimde, beni kaldırdı ve kucağında yatakodama taşıdı. Yatakodama girdiğimizde bir kere daha şaşırdım. Orada da mumlar yanıyordu. Yatağımın üzerine gül yaprakları serpmişti.

Beni nazikçe yatağa bıraktı. Kendi elleriyle soydu, sonra kendisi soyundu. Ayak uçlarımdan öpüp yalayarak yukarılara çıktı. Vücudumda öpüp yalamadığı, emmediği yer bırakmadı. Göğüslerimi, amımı, götümün deliğini, beni birkez orgazm edene kadar yaladı. Hiç acele etmiyordu bunları yaparken. Keyfini çıkara çıkara öpüp yalıyor, emiyordu. Ben de gözlerimi kapamış, zevkten uçuyordum tabii. Bir saattir yalıyordu her yerimi. Ben artık ikinciye orgazm olmak üzereydim, “Hadi gir içime!” diye inlemeye başladım. escort eryaman Ama kayınpederim yalamaya devam ediyordu. Çıldırıyordum, biran önce o yarağı amımda istiyordum. Dayanamadım ve birden doğruldum, kayınpederimi sırtüstü yatırdım.

Yarağını biraz yalayıp, bolca tükürükle ıslattım. Sonra hemen üstüne çıktım, elimle yarağını amımın deliğine hizalayıp oturdum üstüne. Amımı yardıra yardıra aldım köküne kadar içime o koca başlı yarağı. Ohhhh, amımın içini doldurmuştu yarağı. Hemen zıplamaya başladım. Deli gibi zıplıyordum. Kayınpederimin yüzünde bir gülümseme, kollarını başının altına koymuş, zıplayışımı keyifle seyrediyordu. Ben de gözlerinin içine baka baka zıplamaya devam ediyordum, inleye inleye. Orgazm olup boşalmıştım, ama zıplamaya devam ettim bir süre daha. Sonra halim kalmadı, yığıldım kaldım öylece. Kayınpederim daha boşalmamıştı, yarağı içimde kütük gibi duruyordu. Onun da boşalmasını isterdim, ama yorulmuştum.

Kayınpederimin üstünde bir süre kalıp, biraz kendime gelince kalktım. Yatağa dört ayak domaldım, siksin diye. Ama kayınpederim halen kolların başının altında, gülümsüyordu sadece. Yarağı kazık gibi, göbeğine yapışmıştı, kalp gibi atıyordu. Döndüm, “Ne oldu, niye gülüyorsun? Sikmeyecekmisin beni?” diye sordum. Doğruldu, “Sikeceğim tabii ki, ama sana bir hediye aldım, çok hoşuna gidecek!” dedi ve yastığın altından bir paket çıkardı, verdi. Merakla açtım paketi. İçinden, aynı gerçek yarak gibi, ten rengi, damarlı, plastik yarak çıktı. “Hoşuna gitti değil mi, titreşim özelliği de var, altındaki siyah kısmı çevir bak, titreşmeye başlıyor!” dedi. Dediği kısmı çevirdim, hakikaten plastik yarağın başı ve gövdesi titreşmeye başladı. “Titreşim hızını ayarlayabiliyorsun!” diyerek elimden aldı, altındaki kısmı biraz daha çevirdi. Şimdi daha çok titreşiyordu.

Ben halen dörtayak pozisyonunda duruyordum. Plastik yarağı yüksek titreşimdeyken arkadan amıma soktuğunda bir tuhaf oldum. Salatalıktan çok daha iyi idi bu alet, amımın en ücra köşesini bile uyarıyordu. Arda bir de sokup çıkarıyordu. “Bir elinle tut da çıkmasın!” diyerek bana devretti. Artık kendim sokup çıkarıyordum. Kayınpederim de götümün deliğini yalamaya başladı. Götümü sikecekti. “Bir saniye çıkar aleti!” dedi. Aleti amımdan çıkardığımda, kayınpederim yarağını tükürükleyip, biraz uğraştan sonra götüme girdi. “Şimdi tekrar sok amına!” dedi. Tekrar sokarken sanki amım daralmış gibi hissettim. Kayınpederim de götüme pompalamaya başlayınca ben zevkten kudurdum. Ve çığlık çığlığa orgazm olup, resmen işer gibi boşaldım! Hemen benden sonra da kayınpederim boşaldı, götümün içini doldurdu dölleriyle. Zaten uykusuz ve yorgun olduğum için, o gece birdaha sikişmedik. Kayınpederimin kollarında uydum…

Her gün en az bir yarağım vardı artık. Gündüzleri genelde Ali bey büroda tek sikiyordu beni. Bazen yine Mustafa beyle birlikte escort çankaya sikiyorlardı. Birkaç kere de Ali bey büroda yokken Mustafa beyle tek sikiştim. Haftasonları da Cavit beyle Gölbaşındaki villasına gidiyorduk, orda bol bol sikiyordu beni. Evde de kayınpederim sikiyordu. Sürekli Ali bey, Mustafa bey, Cavit bey ve kayınpederim dörtgeni arasındaydım. Ve ben sikildikçe daha daha ister hale gelmiştim, sikişmediğim günü gün saymıyordum. Artık seks manyağı olmuştum sanki, yolda giderken bile erkeklerin yaraklarına bakar olmuştum. Bu arada bankada epeyce bir param birikmişti. Ama harcayamıyordum o parayı. Gerek te yoktu zaten, çünkü hergün bir sürü para alıyordum. Bunun yanı sıra maaş da alıyordum. Gerçi bir kısmını kayınpederime veriyordum, ama yine de çoğu bana kalıyordu.

Akşamları eve geldiğimde hep, kayınpederim yemeği hazırlamış, sofrayı donatmış ve beni bekliyor oluyordu. Bir akşam eve geldiğimde yine yemek hazırdı, ama masada fazladan 3 tabak daha vardı. Bu sefer mumlar ve çiçekler yoktu, şarap da yoktu, onun yerine 2 büyük rakı ve mezeler vardı. Ayrıca Arabesk müzik çalıyordu. “Hayırdır, misafir mi gelecek?” diye sordum. Kayınpederim de, “Evet aşkım, arkadaşlarımı yemeğe davet ettim, birazdan gelecekler!” dedi. “Tanıyormuyum?” dedim. “Yok tanımıyorsun aşkım, ama merak etme, üçü de çok yakın arkadaşımdır! Göreceksin, çok candan, çok efendi insanlar. Kayınvaliden öldükten sonra, beni birçok kez evlerine yemeğe davet ettiler, altında kalmak istemiyorum! Haa, arkadaşlarımın yanında içmen uygun olmaz diye, bugün senin için şarap koymadım masaya. Meyvasuyu veya meşrubat içersin bu akşam sen de artık, kusura bakma lütfen aşkım!” dedi. “Önemli değil!” dedim. Merak etmiştim, acaba nasıl insanlardı…

Nihayet gelmişlerdi. Kayınpederim arkadaşlarını, “Buyrun, buyrun, geçin, hemen sofraya buyrun!” diyerek içeri aldı. Elleri boş gelmemişlerdi. Birinin elinde bir demet çiçek vardı, biri tatlı getirmişti, diğerinde de bir büyük rakı vardı. Hepsine hoşgeldiniz dedikten sonra ellerindekileri aldım, mutfağa gittim. Çiçeği vazoya koyup masaya götürdüm. O sırada kayınpederim sırayla arkadaşlarını takdim etti. Kadir, Şinasi ve Erkan. Sonra da onlara, “Bu da benim güzel gelinim Hümeyra! Çok hamarattır kendisi, nasıl sofra hazırlamış ama!” dedi. Oysa elimi bile değmemiştim, hepsini kendisi hazırlamıştı. İsmi Erkan olan (Çiçeği getiren), “Hamarat olduğu belli, yemekler harika görünüyor! Güzelliğine de diyecek laf yok!” dedi. Diğer ikisi de iltifat etti. Başladık yemeğe…

İçlerinde fizik olarak en düzgün, en uzun boylu, atletik ve yakışıklı olanı Erkan idi. Bana bakarken, benimle konuşurken gözlerinin içi gülüyordu. Erkan’ı daha kapıda ilk gördüğümde kanım kaynamış, içim bir tuhaf olmuştu. Yemek yerken genelde diğerleri kayınpederimle sohbet ediyor, Erkan ise daha çok benimle konuşuyor, sürekli küçük escort kızılay küçük iltifatlar ediyordu. Hiçbirşey yapmadan karşımda otursa bile, Erkan’a baktığımda bir tuhaf oluyordum. Bir de dikkatimi çemişti, diğerleri rakıları löp löp götürürken, Erkan çok ağırdan gidiyordu. Diğerlerinin 6. veya 7. dubleleri bitmişken, Erkan’ın daha 2. dublesi nerdeyse dolu duruyordu. Arasıra bardağını kaldırıyor, “Haydin şerefe!” diye diğerlerine gaz verip, tokuşturuyor, bardağını ağzına götürüyor, ama dudağını değdirip geri bırakıyordu masaya. Bunu birkez daha yaparken göz göze geldik ve bana gülümseyerek göz kırptı. Ben de diğerlerine çaktırmadan ona göz kırpıp gülümsedim…

Masadaki iki büyük rakı bitmiş, Şinasi’nin getirdiği rakıyı da açmışlardı. O şişe de bitmek üzereyken, Erkan’ın dışında hepsi yamulmuştu, artık konuşurlarken ağzılarından çıkan laflar anlaşılmıyordu. Tuvalete gitmeye kalktıklarında da, ağırçekimde ve yalpalayarak yürüyorlardı. Şinasi zaten zom olmuştu, tuvaletten geri geldiğinde masaya ulaşamadı bile, en yakın koltuğa zor attı kendini. Koltukta sızdı sızacak durumdaydı. Kayınpederimle Kadir de yanyana oturdukları için, birbirlerine yaslanıyordu sürekli. Hatta tuvalete bile birlikte gidip geldiler, birbirlerine destek olarak. Bir tek Erkan’da yamulma falan yoktu, eve ilk geldiği gibi duruyordu, o da hemen hemen hiç içmediğinden dolayı.

Bir ara Erkan da tuvalete gitmek için kalktı. O anda dikkatimi çekti, pantolonunun önü kabarıktı. Çadırı dikmemişti, fakat kalkmış yarağını bacağına doğru yan yatırmıştı. Yarağı, sanki cebinde salatalık varmış gibi duruyordu. Kayınpederimle Kadir’in arkasından, bana yine gülümseyip göz kırparak gitti. Daha banyonun kapısını açar açmaz bana seslendi, “Hümeyra canım, havlu yere düşmüş ıslanmış, temiz havlu varmıydı?” diye. “Getiriyorum hemen!” diyerek kalktım, dolaptan temiz havlu aldım götürdüm. Ama gördüğüm manzara karşısında şok oldum. Erkan banyonun kapısı açık olduğu halde, çıkarmış yarağını şarıl şarıl işiyordu. Ben de kapının ağzında elimde havluyla dikilmişim, hayretle Erkan’ın yarağına bakıyordum. Yarağını yandan görüyordum. Yarağının boyu abartısızdı, fakat eğriydi! Eğri derken, Kangal sucuğun yarısı gibi eğriydi. İlk defa öyle bir yarak görüyordum. Şimdiye kadar gördüklerim nerdeyse cetvel gibi dümdüzdü. Amımın karıncalanmaya başladığını hissettim.

Tam işemesi bittiğinde, beni farketmesin diye geri koridora kaçacaktım ki, “Hoşuna gitti mi?” diyerek bana doğru döndü ve yine gülümseyerek göz kırptı. Ve benim şaşkın bakışlarım altında yarağını lavaboda yıkayıp, havluyu istedi. Şaşkın şaşkın girdim banyoya, havluyu verdim. Yarağını havluyla kuruladıktan sonra yarağını geri pantolonuna koyup, havluyu kirli sepetine attı. O anda farkettim lavabonun yanındaki havlu tertemiz ve kuruydu, yani yere düşüp ıslanmamıştı. Sırf yarağını göreyim diye havlu götürmemi istemişti. Ve yarağı hoşuma gitmişti.

O yarağın amıma götüme girdiğini hayal ediyordum ki, Erkan götümü avuçlayıp, “Umarım bu gece hemen uyumazsın canım!” dedi ve beni banyoda öyle şaşkın şaşkın bırakıp, salona gitti…

[Hümeyra]

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

izmir escort şişli escort gaziantep rus escort antep escort Casibom Casibom Casibom Giriş Casibom Güncel Giriş izmir escort istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj izmir escort Antalya escort ensest hikayeler gaziantep escort xnxx Porno 64 alt yazılı porno porno beylikdüzü escort